Kitap hakkında: 2006 / Kız, resmi duvarda asılı olan Danimarkalı Christina'ya benziyordu. Belki de benzerliğin nedeni gizemli bir görünüm veya şişmiş bir alt dudaktı; ya da belki de gençliğin doğasında olan kırılganlık ve geleceğin getireceği korku nedeniyle birleşiyorlardı. Birkaç adım daha attıktan sonra gözlerinin rengini fark edebildim. Yeşil benekli, tarif edilemez gri-mavi bir gölgeydiler. Onun önünde durduğumda o gözler bana baktı. Holbein'in başyapıtı sağında asılıydı. Sanat ve hayat yan yanaydı ve iki eserden hangisinin daha büyük olduğunu hemen anladım. Hangisinin benim yansımam olduğunu da biliyordum, elini tuttum ve sanki kendi elimi ya da annemin elini tutuyormuşum gibi hissettim; benimle aynı etten ve kandan yapılmış bir el. Kıza dokunduğumda kendimi eskisinden daha güvenli ve mükemmel hissettim. Uzun uzun ve dikkatle gözlerine baktım ve kızın dudaklarına hafif bir gülümseme dokundu. Ve sonra, yıllardır aradığım şeyi nihayet bulduğumu kesinlikle anladım: Kendi gerçek, yaşayan şaheserimle yeni yüz yüze gelmiştim..